باب: ما
قيل في شهادة
الزور.
10. YALANCı ŞAHİTLİK, ŞAHİTLİğİ GİZLEMEK
لقول الله
تعالى:
{والذين لا
يشهدون الزور}
/الفرقان: 72/.وكتمان
الشهادة.{ولا
تكتموا
الشهادة ومن
يكتمها فإنه
آثم قلبه
والله بما
تعملون عليم}
/البقرة: 283/.{تلووا}
/النساء: 135/:
ألسنتكم
بالشهادة.
Allah Teala, "Yalan yere şahitlik etmezler ... "
[Furkan 72] "Şahitliği gizlemeyin. Kim onu gizlerse bilsin ki bu kimsenin
kalbi günahkar bir kalptir. Allah yapmakta olduklarınızı bilir" [Bakara
283] "(şahitliği) eğip büker, (doğru şahitlik etmezseniz) ... " [Nisa
135] buyurmuştur.
حدثنا
عبد الله بن
منير: سمع وهب
بن جرير وعبد الملك
بن إبراهيم
قالا: حدثنا
شعبة، عن عبيد
الله بن أبي
بكر بن أنس،
عن أنس رضي
الله عنه قال: سئل
النبي صلى
الله عليه
وسلم عن
الكبائر قال:
(الإشراك
بالله، وعقوق
الوالدين،
وقتل النفس،
وشهادة الزور).
تابعه
غندر وأبو
عامر وبهز
وعبد الصمد،
عن شعبة.
[-2653-] Enes r.a.'den rivayet edilmiştir: Nebi'e Sallallahu Aleyhi ve
Sellem büyük günahlar soruldu. şöyle buyurdu: "Allah'a şirk koşmak, anne-babaya
karşı gelmek, insan öldürmek ve yalan yere şahitlik etmektir."
Tekrar: 5977, 6871
حدثنا
مسدد: حدثنا
بشر بن
المفضل: حدثنا
الجريري، عن
عبد الرحمن بن
أبي بكرة، عن
أبيه رضي الله
عنه قال: قال
النبي صلى
الله عليه
وسلم: (ألا
أنبئكم بأكبر
الكبائر).
ثلاثا، قالوا:
بلى يا رسول
الله، قال:
(الإشراك
بالله، وعقوق
الوالدين -
وجلس وكان
متكئا، فقال -
ألا وقول
الزور). قال:
فما زال
يكررها حتى
قلنا: ليته يسكت.وقال
إسماعيل بن
إبراهيم:
حدثنا
الجريري: حدثنا
عبد الرحمن.
[-2654-] Abdurrahman b. Ebi Bekre, babasından rivayet etmiştir: Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem, "Size büyük günahların en büyüklerini
söyleyeyim mi?" buyurdu ve bu sözünü üç kez tekrarladı. "Elbette, Ey
Allah'ın Resulü!" dediler. Bunun üzerine Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem:
"Allah'a şirk koşmak, anne babaya karşı gelmek, -yaslanıyordu, sonra
doğrulup oturdu ve şöyle devam etti- ve yalan yere şahiflik etmek"
buyurdu. Bu sözünü de o kadar tekrarladı ki biz "artık sussa" diyecek
olduk.
Tekrar: 5976, 6273, 6274, 6919
Diğer tahric: Tirmizi Tefsirul Kur’an; Müslim, Eyman:
AÇIKLAMA: "(şahitliği) eğip bükerseniz"
ayetinin bu şekilde açıklanması İbn Abbas'a aittir. "yaslanıyordu,
doğrulup oturdu"; Bu ifade Hz. Nebi'in yalan yere şahitliğe ayrı bir önem
verdığini gösterir. Bundan dolayı yaslanırken doğrulup oturmuştur. Bu, yalan
yere şahitlik etmenin son derece çirkin olduğunu ve büyük bir haram olduğunu
gösterir. Hz. Nebi'in buna ayrı bir önem vermesinin sebebi, yalan yere şahitlik
etmenin insanların sıklıkla içine düştüğü bir durum olması ve insanların bunu
önemsememesidir. Çünkü Müslüman kişinin kalbi şirke meyletmez ve kişi,
anne-babaya karşı gelmekten doğalolarak uzak durur. Yalan yere şahitliğe ise
sürükleyen düşmanlık, kıskançlık vb. birçok etken vardır. Bundan dolayı bu
günahın üzerine vurgu yapılmasına gerek duyulmuştur. Yoksa bu, yalan yere
şahitliğin Allah'a şirk koşmaktan daha büyük bir günah olmasından dolayı
değildir. Yalan yere şahitliğin zararı şahitlik edenden başkasını etkiler;
Allah'a şirk koşmanın zararı ise genellikle kişinin kendisi ile sınırlı kalır.
"Nebi s.a.v. bu sözünü o kadar tekrarladı ki biz
"artık sussa" diyecek olduk": Sahabenin böyle söylemesi Hz.
Nebi'e duydukları şefkatten ve canının sıkılmasını istemediklerinden dolayıdır.
Bu hadis, sahabenin Hz. Nebi'e karşı nasıl sevgi ve saygı
beslediklerini ve şefkat duyduklarını göstermektedir.
Yine bu hadis, günahların "büyük günahlar" ve
"daha büyük günahlar" diye ikiye ayrıldığını gösterir.
Ayrıca bu hadisten küçük günahların da var olduğu anlaşılır.
Çünkü büyük günah, küçük günahla karşılaştırıldığında ondan daha büyüktür.
Küçük günahların var olup olmadığı konusundaki görüş ayrılığı
meşhurdur.
Küçük günah diye bir şeyolmadığını savunanların en güçlü
dayanağı, Allah'ın emir ve yasaklarına karşı gelmenin büyük bir suç olduğuna
bakmalarıdır. Allah'ın celali göz önünde bulundurulduğunda, Allah'ın emir ve
yasağına karşı gelmek büyük bir günahtır.
Fakat küçük günahların varlığını kabul edenler buna şöyle cevap
verebilirler: Bu günahlar, daha büyük günahlarla karşılaştırıldığında
küçüktürler. Nitekim bu konuda zikredilen hadis bunu gösterir. Küçük ve büyük
günah arasındaki fark, dinin kaynaklarından anlaşılmıştır. Namaz bölümünün
başlarında "büyük günah olmayan hatalara keffaret olan şeyler"
zikredilmişti. Demek ki günahlardan bir kısmı ibadetlerle silinir; bir kısmı
silinmez. Zaten burada savunulan şey de budur. Bundan dolayı Gazzal1"Büyük
ve küçük günah arasındaki farkı inkar etmek, fakihe yakışmaz" demiştir.
Büyük ve küçük günahların derecesi, yol açtıkları zararla
orantılı olarak değişkenlik arzeder.
Bu hadis, yalan yere şahitlik etmenin haram kılındığını gösterir.
Kişinin, yetkili (ehil) olmadığı şeyleri yapmaya kalkışması da bu kapsama
girer.